Ağustos 04, 2018


Biliyorsun. Şu andan itibaren okumaya başlayacağın bütün kelimeler sana yazıldı.

İçimde bir kuyu var, kazıyorsun. 
İçimde bir ateş var, harlıyorsun. 
İçimde bir deniz var, ağlatıyorsun.

Ah, bir bilsen! 
Dostum, 
bunlar yiğidi boğazlayıp öldürür, hakkını aralarında bölüşürler arkasından. 
Dostum,
bunlar cehenneme kadar yolu olanlardır, seninle yürümek istemediklerine sevin. 

Dostum, 
kulaklıklarınla bir ekranın karşısına gömüldüğün,  kendine yarattığın bir metrekarelik dünyan sana güzel bir bahçe olsun. 
Dostum, 
hiç kimsenin sana dönüp bakmasına bile İzin vermeden yürüdüğün o yolların hep ferahlıklara çıksın. 

Başına ne gelirse gelsin sen adına yakış. 
Boynunu bükme.
Başını hep dik tut. 
Bunlar sana sahip çıkmak isteyişlerimdir. 
Bunlar sana bir kere çok sıkı sarılmak için şu anda sahip olduğum bir çok şeyden düşünmeden vazgeçebilişlerimdir. 
Bunlar suratıma bakmayışlarındır. 
Bunlar yine de sana olan sevgimden hiçbir şey eksiltmeyişlerimdir.
Bir dara düşsen ilk benim koşmak isteyişlerimdir. 
Mutluluktan gözlerini yaşartan bir şey olsa ilk benimle paylaşsan keşkelerimdir. 
Bunlar, canım dostum, bir akşamüstü yağmur yağarken, Ankara’yı tepeden gören güzel bir parkta sana hiç utanmadan açtığım sırlardır. 
Ne yapacağını bilmediğin 100 tane kitabımdır. 
Yenik düştüğün öfkendir dostum, bana yönelttiğin bütün umursamazlıklarındır. 

Dostum, 
bil ki benim gittiğim, 
ismimi bilen tek bir kişinin olduğu,
evim diyip sığındığım, 
severek sahiplendiğim, 
bıkmadan adımladığım, 
Her yerde, her sokakta, her parkta, çiçekçide, kitapçıda, arkadaşımda
Senin için sonuna kadar açık bir kapı vardır. 
Bu sana verebileceğim en iyi güvencedir. 
Sana dilediğim herhangi bir şeyi bırakabilme seçeneğim olsa yine tam da bunu seçerdim. 

Şimdi gidiyorum. 
Bu da seni sahip olduğum bütün hücrelerle kucaklayışımdı