Ağustos 23, 2023

hiza

benim adım

Hiç söylemedim; sana her baktığımda kahverengi bir ormanın içerisinde
yorgun argın yürüyen bir çocuk gördüm yıllarca.
Bu güzel şehrin, denize kıyısı olan en kalabalık sokaklarından birisinde,
üflesek üzerimize dökülecekmiş gibi duran bir binasının,
en üst katındaki basık ve sıcak odasında yüzüne ilk defa baktığımda görmüştüm onu. 
Günler geçtikçe görmek isteğinden uzaklaşmak zorlaştı, yüzüne daha çok bakmak istedim.
Yüzümü yüzüne yaklaştırmak, gözümü sana dikmek, elini tutmak, göğüs kafesinden çıkartmak seni, bu evden çıkartabilmek seni, ormana yürümek, geceyi ormanda geçirmek, hiç konuşmamak, sadece bakmak istedim.
Bir rota çizebileceğimizi bilmek, gidebilecek kudreti kendimizde bulabildiğimizi anlamak, yola çıkmak, sana gelmek istedim, bana gelmeni istedim. Çocuğun peşine düşelim istedim.

insanların 

Geçtiğimiz yıllar gerçekten insanlara acayip şeyler öğretti. Bana mesela, ışığı saatlerdir yanan küçük bir ekran yüzünden içime kurt düşebileceğini öğretti. Sonra şeytanın benimle konuşabildiğini öğretti; "ekrana bak" Küçük bir ekrana gözümü diktiğimi hatırlıyorum o gece, yukarıya, aşağıya kaydırdığımı, "oku" benim elimden çıkmayan satırları okuduğumu, "geçmişe git", kurcaladığımı, "anla", ve nihayetinde kalbimin kırıldığını.
Sanki sol omzumun üzerinden ellerimi izleyen bir çift gözle birlikte işliyorduk bu suçu. Gövdemden çıtırtı sesleri gelmeye başlayınca, gözler karşıma geldi, yüzüme yaklaştı. İnsanın kendi şeytanına gözünü dikmesi müthiş bir şey, müthiş güçlü, müthiş buruk, müthiş gerçek.
Evimdeki bütün izleri ve seni kapı dışarı etmekten başka hiçbir şey yapamadım sonra. 

hizasına 

Şimdi-

Evimde, unuttuğun kırmızı bir penadan başka hiçbir şeyin yok.
İnsanların birbirlerinin hayatından bu kadar hızlı ve artıksız çekip gidebilmesi çok büyüleyici bir şey.
Geceyi düşününce ağrım şiddetleniyor. Canım canını yakmak istiyor, gidebilmek istiyorum, gittiğini görebilmek ve emin olmak istiyorum. Defteri kapatmak istiyorum. Mürekkebi kurutmak, ışıkları söndürmek, kendimi tamamen paramparça ettiğimden, yedi dağın başındaki yedi farklı toprağa bir daha ulaşılamayacak kadar derine gömdüğümden emin olmak istiyorum. 
Kapıyı çarpmış olmak yetmiyor, tekrar açmak, tekrar çarpmak, duvarı sökmek, toprağı sallamak, yeri yarmak, bir atar damarım yırtılana kadar bağırmış olmak, sıkı bir yumruk atmak, kemiklerimi paramparça yapmak, derimi deşmek istiyorum. 

yazılmıştır.

Kapıyı çarpacak gücü bulduğum anı günlerdir yaşıyorum.
Gecenin ortasında beni yatağımdan kaldırıp "03:47" uykuyla uyanıklık arasında kendimi dışarı atmama sebep olan bazı rüyalar geri döndü "No older notifications". Kendime yasakladığım bazı şarkılara Playlist:On repeat" ve bazı kitaplara "Battery fully charged" döndüm.

hergünyepyenirüyalarlaödenebilenbircezabu

Direniyorum yine de kendime; avucumun içi gibi bildiğim rayların beni yamaçlardan aşağı yuvarladığından olsa gerek, trenimi daha önce gitmediği bir raya oturtmaya çalışıyorum. Şeytanımı sakinleştiriyorum, kırıklarımı alçılıyorum, yaralarımı sarıyorum, kendi etimi gömdüğüm toprakların üzerini bin kat betonla kapatıyorum. "Hayat devam eder. Bazı çiçekler susuzluğa ve unutulmaya dayanır. Hayat her zaman devam eder, bunu herkes bilir"; bu sözlere tutunuyorum. 

benim adım bilinen cevapların üstüne mühürlenmiş.

Anlamakta güçlük çekiyorum yine de; 
Senin bu kapıdan çıkıp gidebilmen için işin içine şeytanın karışmasını beklememiz mi gerekti? 
Gidebilmek için, benim seninle ilgili her şeyi sökmem, bütün düğümleri çözmem ve bir çocuğun yürüyüşünü izlemekten vazgeçmem mi gerekti? 
Ve yine de;
gelmediğin için, sormadığın için, vazgeçtiğin için, asla tutunmadığın için
teşekkür ederim.

Bende kül, bende kanat, bende gizem bırakmadılar
Ve içinden bir baş ağrısı gibi çınlamaktansa
Gövdem açık bir hedef kılındı belâlara